Skip links

Boşanma ve Ebeveynlerle Kurulan İlişkinin Çocuk Bağımlılığı Üzerinde Etkileri

GİRİŞ

Boşanma, son yıllardan artış gösteren ve sonucunda çiftlerden daha çok çocukları etkileyen bir durumdur (Türkarslan , N., 2007). Boşanma sürecinde ve sonrasında çocukta duygusal ve davranışsal değişiklikler gözlemlemek normaldir. Çocukların ilk ilişki kurdukları bireyler ebeveynleridir ve ebeveynlerin ilişkilerinin sonlandığını gören çocuklarda bir çok psikolojik problemle karşılaşılabilir.  Son yıllarda çocuklarda ve ergenlerde artan madde, alkol ve sigara bağımlılıklarını göz önünde bulundurduğumuzda, çocuklara doğru ebeveynlik yapılamadığını kolayca anlayabiliriz. Birçok psikolojik kuram, anne ve babayla kurulan bağların çocuğun duygusal sağlığını ve yetişkinlik hayatını doğrudan etkilediğini savunmuştur. Bu makalenin amacı, çocukların bağımlılık geliştirmesinde etkili olan ebeveynlik hatalarından bahsetmek ve boşanmanın bu çerçevedeki rolüne değinmektir.

BOŞANMIŞ EBEVEYNLER VE ÇOCUKLARINDA GÖZLEMLENEN BAĞIMLILIK

Boşanmanın çocuk sağlığı üzerindeki etkileri göz önünde bulundurmak için öncellikle anne ve babanın çocukla kurduğu ilişkinin çocuğun ruh sağlığı üzerindeki etkilerini incelemek gerekir. Günümüzde çocuk bağımlılığı sorunlarını azaltmanın yolu, duygusal açıdan zeki bir çocuk yetiştirmekten geçmektedir. Doğru ebeveynlik, duygusal açıdan zeki bir çocuğun gelişiminin anahtarıdır (Gottman, J., & Declaire, J.,1997). Duygusal zekâ kişinin duygusal buhranlar yaşadığı zaman duygularını sağlıklı bir şekilde yönetebilme becerisidir. Duygularını düzenleyebilen ve yönetebilen çocuklar, yetişkinlik hayatlarında ilişkilerinde ve ruh sağlıklarında, duygularını düzenleyemeyen çocuklara oranla daha başarılı olurlar(Gottman, J., & Declaire, J.,1997). Ebeveynlerinden doğru duygu yönetme adımlarını öğrenmiş çocuklar, diğer çocuklara oranla madde ve alkol bağımlılığına da daha az meyilli olurlar.

Ebeveynlerin kendi aralarında ilişki, en az çocuklarıyla birebir kurdukları ilişki kadar çocuğun ruh sağlığı üzerinde etkilidir. Ebeveynler arası çatışma evlilikte kaçınılmazdır fakat çatışmanın kendisinden çok bu çatışmaların nasıl yönetildiği çocuğun psikolojik sağlığı üzerinde etkilidir. Araştırmacılar, ebeveynler arasında çok fazla çatışmaya tanık olan  çocuklarının duygusal, davranışsal ve sosyal sorunlar yaşadıklarını bulmuşlardır (Stallman,R.,& Ohan,2016). İlkokul öğretmenleri ile yapılan bir araştırma, boşanma sürecinde yüksek düzeyde ebeveyn çatışmasına tanık olmuş çocukların yüksek düzeyde kaygı yaşadıklarını ve  diğer çocuklara oranla daha fazla anti-sosyal davranışlar sergilediklerini bulmuştur.(Laletas, S. ,&Khasin, M.,2021).  Bu verilere bakıldığında, bu antisosyal davranışlar ve yüksek düzeyde kaygı çocuğun alkole, uyuşturucuya ve sigaraya bağımlılık geliştirmesindeki önemli etkenlerden bir tanesidir.

Boşanmış ailelerin çocuklarında görülen bağımlılık eğilimine getirilebilecek bir diğer açıklama ise çocukların ebeveynlerinin davranışlarını taklit etmeleridir. Boşanma aileye duygusal olarak çalkantılı bir dönem getirir ve boşanma sürecinde olan ebeveynler daha çok alkol ve sigara tüketebilirler. Örneğin, boşanma döneminde çok alkol tüketen bir annenin çocuğu anneyi örnek alarak içki içme eylemini normalleştirebilir.  Bandura’nın (1969) Sosyal Öğrenme Kuramında belirttiği gibi, çocuklar ebeveynlerin hareketlerini ve alışkanlarını taklit ederek başka bireylerle ilişki kurmayı öğrenirler.

Aile içerisindeki çatışmalar esnasında alkol tüketen bir anneyi gören çocuk, kendi hayatında duygusal problemler yaşadığında aynı davranışı sergileyebilir. Ebeveyninde bu davranışı gözlemleyen çocuk, kendi duygusal buhranlarında da alkole başvurabilir. Boşanma döneminde çatışma yaşayan ebeveynlerin, çocuklarıyla da sağlıklı bir ilişki kuramaması doğal karşılanabilir. Boşanma döneminde ebeveyn ve çocuk arasındaki çatışmalarda kaçınılmazdır. Bir araştırmaya göre, ebeveyn-çocuk çatışması çocukların dışa dönük davranışlarıyla pozitif ilişkilidir. Bu dışadönük davranışlara örnek vermek gerekirse, çocukların okulda yaşıtlarına uyguladığı şiddet, hakaret gibi davranışları örnek verebiliriz (Acar, I. H. , Uçuş, Ş., &Yıldız, S., 2019). Buna göre, çocukların aile içindeki çatışmalardan ne kadar etkilendiklerini anlamak için okul arkadaşlarına olan davranışlarını inceleyebiliriz. Buradan yapılabilecek bir başka çıkarım ise ebeveyn arası çatışmanın çocuğun romantik ilişkileri üzerinde de etkili olabileceğidir. John Bowlby’ nin bağlanma teorisine göre, annemizle kurduğumuz ilişkinin yetişkinlik hayatımızda kurduğumuz ilişkiler üzerinde etkisi vardır. Annesine güvensiz bağlanan bir çocuğun çevrelerine ve kendilerine karşı daha olumsuz davranışlar sergilediği bulunmuştur (Ateş, F., & Erdem, R.,2020). Boşanma döneminde anneyle çatışan, anneye öfkelenen veya anneyle bağ koparan çocuğun yetişkinlik hayatında kurduğu romantik ilişkilerinde de bağlanma problemleri ortaya çıkabilir.    

Ebeveynlerinden doğru sevgi ve yönlendirmeyi alamamış çocuklar akademik hayatlarında da diğer çocuklara oranla daha başarısız olurlar. Bu durum dolaylı yoldan çocuklarda bağımlılığa eğilim oluşturabilir. Kendilerini başarısız hisseden çocuklar, bu duyguyla baş edemeyince kötü alışkanlıklara eğilim gösterebilirler. Bir araştırmaya göre, çocukların hem anne hem de babalarından gördüğü sıcaklık, onların akademik hayatta başarılarını da pozitif şekilde etkilemektedir (Kara, D.,& Sümer, N.,2022). Akademik özgüven, çocuğun kendi duygularıyla başa çıkabilme yeteneğini geliştirir. Ebeveynlerinin gözünde başarılı ve takdir edildiğini hisseden çocuklar kendi duygularıyla yüzleşmeye ve üstesinden gelmeyi daha kolay başarabilirler. Bu onların bağımlılığa olan eğilimini azaltır.

BABANIN ÖNEMİ

Sanıldığının aksine, babaların çocuğun duygusal gelişiminde büyük etkileri vardır. Türkiye’de babaların çocuk ve bebekleriyle ilgilenme oranları, annelerin oranlarına göre çok daha azdır. Bunun yanı sıra Türkiye’de babaya uygun görülen roller çocuğa ve aileye maddi destek sağlamaktan öteye çok fazla geçmemektedir (Günay, U., &Şimşek, D., C.,2020).  Buna bir örnek vermek gerekirse, boşanma sonrası anneler çocuklarını babaya göstermemeye başlayabilirler. Bu durumda çocuk babasıyla uzaklaşmak durumunda kalır. Ebeveyn uzaklaştırması sürecinde ebeveynlerden biri diğer ebeveyni kötüleyerek çocukla arasındaki ilişkiye zarar verir. Çocuk zamanla uzaklaştırılmış ebeveyni reddeder (Torun,F., Torun, S., D., & Matthewson, M., 2022). Bu eksiklik zaman içerisinde çocukta duygusal boşluk yaratabilir. Bu boşluk çocuğu sadece alkol ve madde bağımlılığıyla kalmayıp, kişi bağımlılığına da itebilir. Eksik olan babanın yerine başka birini koyan çocuk, kişiye bağımlı olma eğilimi gösterebilir. Bu tip senaryolar çevrede çok duyduğumuz senaryolardır. Çocuk ebeveyninin yerine koyduğu başkasını kaybedince de bu duyguyla başa çıkamayıp alkol ve benzeri bağımlılıklara yönelebilir.

BAĞIMLILIĞA PSİKODİNAMİK BAKIŞ

Bağımlı kişiler bağımlı oldukları maddeyi, acı veren duygulardan kaçmak ya da belli bir süreliğine kontrol altına almak için kullanırlar. Böylece bu maddeler kişi kaygılandığında veya depresif hissettiğinde kullanılmaya başlar ve zamanla bağımlılık oluştururlar (Güçlü, O.,& Hacıoğlu, M.,& Tarlacı, N., 2002). Bu senaryodan anlaşılabileceği üzere boşanmış ailelerin çocuklarında görülen bağımlılığın sebebinin boşanma dönemi ya da boşanma sonrası çocuğun yaşadığı kaygı veya depresyondan uzaklaşma stratejisi olduğunu anlayabiliriz. Klinik bulgulara baktığımızda, kişinin nesne ilişkilerinden, benlik duygusundan ve egolarındaki yetersizlikten kaynaklanan sıkıntıları kontrol altına alma isteğiyle bağımlılığı özdeşleştirebiliriz. Psikodinamik perspektiften bakıldığında bağımlılık, kişinin kontrolsüz ve hassas bir benlik oluşturmasıyla ortaya çıkar. Bu nedenle boşanma ve bağımlılık konusunu psikodinamik bakış açısından ele almak, bağımlı kişilerin boşanma sonrası problemleriyle nasıl başa çıktıklarını ve başa çıkmak için hangi yöntemlere başvurduklarını ele alarak başlamalıdır. Çocuğun maddeyi hayatında hangi problemle başa çıkmak için kullandığı bu noktada önemli bir konudur.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Ebeveynlerin boşanma sonrası, ilişki dinamiklerinde çeşitli değişiklikler olur. Boşanma sonrası aile üyelerinin aralarındaki dinamik ciddi ölçüde değişir ve etkilenir (Gürmen, S., M., Anderson, S., R.,& Brown, E., 2021). Bu dönemde ebeveynlerin boşanma sürecinin çocuk tarafından nasıl algılanabileceğini düşünmeleri gerekir. Ebeveynler arasındaki ilişkinin bitimi, ebeveynlik görevlerinin bittiği anlamına gelmez. Boşanma sonrası, uzaklaşmış bir ebeveyn olmamalıdır ve süreçte çocuğun sağlığı açısından psikolojik destek alınmalıdır. Yapılan araştırmalara göre, boşanma sonrası psikolojik danışmanlık alan katılımcıların %77’si ruh sağlığı uzmanlarının ebeveyn uzaklaştırılması konusunda gerekli bilgiye sahip olmadığını belirtmiştir. Bu katılımcıların %90’ı ise aldıkları desteğin yetersiz kaldığını belirtmiştir (Torun,F., Torun, S., D., & Matthewson, M., 2022). Bu sonuçları göz önünde bulundurduğumuzda yeterli destek alamayan çiftler, çocuklarına da bu dönemde yeterli destek verememektedir. Boşanma çatışmaları sırasında ebeveynlerinden doğru duygu koçluğunu alamayan çocuklar daha kolay bağımlılık geliştirmektedir. Uzmanların boşanma konusunda daha çok yetkinliğe sahip olması boşanmaların bu derecede arttığı bir dönemde şarttır. Psikologların boşanma sırasında ebeveynlere doğru rehberlik yapabilmesi için bu konuda daha çok yetkinliğe sahip olmaları gerekmektedir.

Kli. Psk. Emin BAYRAKTAR
Derin Deniz TUZCU
Şubat, 2023

Kaynakça

  1. Can, Y., & Aksu, N. B. (2016). BOŞANMA SÜRECİNDE VE SONRASINDA KADIN. Electronic Journal of Social Sciences15(58).
  2. Fuat Torun, Sebahat Dilek Torun & Mandy Matthewson (2022) Parental Alienation: Targeted Parent Experience in Turkey, The American Journal of Family Therapy, 50(2), 195-204
  3. Günay, U. ( 1 ), & Coşkun Şimşek, D. ( 2 ). (2021). Emotions and Experience of Fathers applying Kangaroo Care in the Eastern Anatolia Region of Turkey: A Qualitative Study. Clinical Nursing Research30(6)
  4. Gürmen, M. S., Anderson, S. R., & Brown, E. (2021). Relationship with extended family following divorce: a closer look at contemporary times. Journal of Family Studies, 27(1), 48–62.
  5. Güçlü, O., & Hacıoğlu, M., & Tarlacı, N. (2002). Ego Psikolojisi ve Madde Bağımlılığı, Düşünen Adam, 15(2):104-107
  6. Ibrahim H. Acar, Şükran Uçuş & Süleyman Yıldız (2019) Parenting and Turkish children’s behaviour problems: the moderating role of qualities of parent–child relationship, Early Child Development and Care, 189:7, 1072-1085
  7. Kara D and Sümer N (2022) The Role of Paternal Parenting and Co-parenting Quality in Children’s Academic Self-Efficacy. Frontiers in Psychology, 13(2).